17747 Görüntüleme
KAYNAK:Hafta Sonu

Toprak Sergen: ’20 yıldır televizyonda hep aynı yüzler var’

“Piyasadaki oyunculara bakınca aklıma şu sorular geliyor: kaçında İngilizce var, kaçı dans ediyor, spor yapıyor, şiir okuyor? kaçı canlı sahne performansı yapabiliyor ya da herhangi bir enstrümanı çalabiliyor?”

Tolga Çevik’in 2 Mart’ta vizyona girecek ‘Sen Kimsin’ adlı filmiyle birlikte uzun zamandır süren suskunluğunu bozacak olan Toprak Sergen’le buluştuk. çarpıcı açıklamalar yapan Sergen, televizyonculuk sist emine inanmadığını dile getirirken önümüzdeki yıllara damgasını vuracak yayın kanalının internet olduğunu söyledi. ‘Doğa Seni Çağırıyor’ adlı programını altı yılı aşkın bir süredir internet üzerinden yapan sergen, “Erkek oyuncuların kendilerini ispatlamaları için Tarık Akan olmaları lazım” diyor.

Son derece yoğun bir tempoya sahip olan Toprak Sergen’le, bir etkinlik için yola çıkmadan önce Atatürk Havalimanı’nda bir araya geldik. Bol kahkahalı ve gündeme dair konuları konuştuğumuz röportajımız sizleri bekliyor…

Gelecek ay vizyona girecek ‘Sen Kimsin’ filminden, setten ve rolünüzden bahsedelim.
Harika bir duyguydu. Ekip ruhunu yakaladığımız son derece uyumlu bir çalışma oldu. Zaten şimdiye kadar film yapmama sebebim de, bu tarz bir uyumu bulamamış olmamdan kaynaklanıyordu. Filmde Adnan adlı bir karakteri canlandırıyorum. Evin uşağı ve tabii ki koşturmanın içinde ben de varım. Çok az insana böyle bir şans denk geliyor. Piyasaya baktığınızda bir sürü iş yapılıyor, film çekiliyor. Ama bunların pek çoğu göstermelik işler, kendine “Oyuncuyum” diyenleri saymıyorum bile…

Tolga Çevik bu filmiyle kayınçosu Cem Yılmaz’la bir rekabete girecek diyebilir miyiz?
Onu Tolga’ya sormak lazım, aslında bunlar aile içi meseleleri, ne sordum ne de böyle bir şey aklıma geldi. Biz filmi çekerken çok eğlendik ve gerçekten de komik bir film yaptık. Her sahnenin performansı bir öncekinin üzerine çıktı.

Sizi çok sayıda projede görüyoruz ama film seçiminde ketum davranıyorsunuz. Senaryoları mı beğenmiyorsunuz?
(Gülüyor) Bu dediklerin sadece film için değil, dizi için de geçerli ama ben başlı başına bir iş çıkarmıyorum. Yani sadece dizinin ya da filmin bir unsuruyum. Benim bu tavrım seçicilikten kaynaklanmıyor, sadece doğru insanları ve senaryoyu bulamıyorum. Ekip çok önemli.

Belki de tiyatro kökenli olduğunuz için seçim yapmakta zorlanıyorsunuz.
Hayır, o değil. Dizilere ve sinemaya bakınca çok sayıda tiyatro oyuncusu görebiliyorsun. Cihangir’de dolaşırken her yerden proje fışkırıyor (gülüyoruz). İşin vahim olan yanı piyasada varlık gösteren oyunculara bakınca aklıma şu sorular geliyor: “Kaçında İngilizce var, kaçı dans ediyor, spor yapıyor, şiir okuyor? Kaçı canlı sahne performansı yapabiliyor ya da herhangi bir enstrümanı çalabiliyor?”… Esas olan bir oyuncunun bu vasıflara sahip olabilmesi.

Sizin gibi yakışıklı bir oyuncu neden komedi tercih etti? Neden romantik bir filmde karşımıza çıkmıyorsunuz?
(Gülüyor) Tolga’yla konuşup senaryoyu okuduktan sonra mutlu oldum, o işten keyif alabileceğimi anladım. Aşk, sevgi de olur. Hepsinin zamanı var. Zaten kadın ve erkek oyunculara bakınca, 25-35 yaş arasındaki kadınların Altın Portakal ve benzeri ödüllerin alayını aldıklarını görüyoruz. Ancak erkek oyuncuların kendilerini ispatlamaları için ancak Tarık Akan olmaları lazım ki, ödül alsınlar. Bu anlamda bakınca benim yaşım da yeni yeni geliyor. Daha yeni yeni adımlar atıyorum. Komedi, dram ya da aşk fark etmez, yeter ki verilen emek kaliteli olsun.

‘Doğa Seni Çağırıyor’ adlı internet projeniz altıncı yılını bitirdi. İnternet TV projesi nasıl gidiyor?
Biz bu konuya “Doğa sana baktığında sen nasıl görünüyorsun?” gibi bir yaklaşımla girdik. Sen doğayla eşgüdümlü ve uyumlu değilsen, Ayamama Deresi gibi bir anda taşarsın. Doğaya uyum sağlamak zorundayız. Buradan yola çıkarak çeşitli yerleri görmeyi, insanlarla tanışmayı istedim. Tabii bu mantıkla gidince Aziz Nesin’in Matematik Köyü’nü de gezdik, Alanya’da yaşayan ve mahallenin delisi olarak anılan biriyle de konuştuk. İşin içine eğlenceyi de katıyoruz. İnsanların kafasındaki ‘doğa belgeseli’ imajını kırdık. Üç milyondan fazla tıklandık, 150 binden fazla ziyaretçimiz oldu. Türkiye’de ilk kez internet üzeri hareketle bir şey anlatıyoruz. İnsanlar bizi, www.dogasenicagiriyor.tv üzerinden takip edebilir.

‘BEN BU SİSTEME İNANMIYORUM’
Toprak Sergen tam bir doğa savaşçısı. Özellikle Greenpeace için yaptıklarınız ses getiriyor. Pek çok ünlünün sadece görüntüleriyle destek verdiği bir dönemde bu işlerin içine girerken, taşın altına elinizi sokarken ne düşünüyorsunuz?
Ya da bazılarının fotoğraf çektirmekten bile çekindiği bir ortamda (gülüyoruz)… Greenpeace güzel şeyler yapıyor, bunun yanında Çekül’ün kampanyaları var. Akciğer Kanseriyle Savaşanlar Derneği güzel şeyler yapıyor. Ülkedeki çevre sorunlarına yüzeysel bakmayı bırakıp geniş bir açıdan yaklaşmalıyız. Sokaktaki kedi-köpeği kurtarmak tabii ki önemli ama Gediz Deltası’nın sorunlarına da eğilmeliyiz. Ne yazık ki insanlar sadece “Kim, kiminle nerede yakalanmış?” konularına ilgi duyuyor. Aynı işler, aynı yüzler, dön baba dönelim durumu var.

İnternetten bu kadar çok izlenen bir iş yapınca, bunu sisteme bir başkaldırı olarak düşünebilir miyiz?
Ben bu sisteme inanmıyorum. Düşünsene, ben dört buçuk yıldır dizi yapmıyorum, acaba neden yapmıyorum? Televizyonculuk ve onun idarecilik mantığını anlamsız buluyorum. Ne onların anlattığı programlar beni ilgilendiriyor, ne de o magazinler… Piyasadaki dizilere bakınca “Çok daha iyisi yapılabilir” diye düşünmeden edemiyorum. Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz ama bu durum benim ağırıma gidiyor. İnsanlara eşek muamelesi yapılması çok kötü.

Yöneticiler “Halk bunu istiyor” diyor.
Kesinlikle öyle yapıyorlar ama acaba sen insanlara bu programları zorla veriyor olmayasın? Bak bakalım beş yıl önceki reytinginle, şimdiki reytingin ne durumda? Çizgi belli. Ben onların içinde kolumu, bacağımı bağlatmak istemiyorum. ‘Doğa Seni Çağırıyor’ projesi için beyni süngere dönmüş bir televizyon yöneticisiyle konuştuğumda anlaşamadığımızı gördüm. Çok ünlü bir isimdi ve baktım ki anlaşamıyoruz, “Teşekkürler” diyerek ayrıldım. Yani onlardan gelecek hayır, Allah’tan gelsin.

ERDİNÇ YAPAN – 31 OCAK 2012

BÜTÜNÜ SAHİBİNE AİTTİR..İSTEDİĞİ ZAMAN GERİ ÇEKEBİLİR VEYA KALDIRABİLİR

Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa
Comments

Comments are closed.