KAYNAK: Evo’s Angels Dergisi
RÖPORTAJ : İLKER UZUNALAN – EVRİM YAŞLAK
DÜZENLEYEN : DİDEM MEDİNE İNCİ
TOPRAK SERGEN
Herkesin merakla beklediği bir röportaj cidden. Bizler seni yakından tanıyoruz fakat Toprak Sergen’i okurlarımıza anlatır mısın? Nasıl biridir, nerelerde okudu, nasıl bir eğitim aldı?
Uluslararası ilişkilerde okudum. Daha önce Ankara kolejini bitirdim.Sonra oyunculuk bölümünü… Konservatuar birinci basamak sınavını bile kazanamadım. 15 gün sonra dil-tarih sınavını birincilikle kazandım. Daha sonra yönetmenlik yüksek lisansı yaptım. Okul böyle bir şey aynı zamanda, radyo çocuk kulübünün 11 yaşından beri üyesiyim. Şu anda 45yaşındayım, demek ki 34 yıl boyunca hep hayatımda oldu. Eğitim kısmım baya uzundu aslında… Nasıl biri olduğumu insanlar kendi görsün. Herkes kendi tarif ediyor zaten fili tarif etmek gibi.
Ünlü bir babanın oğlu olmanın sana sağladığı faydalar oldu mu?
O biraz yarar zarar karışık bir şey. Çünkü iyi bir şey yaptığın zaman “eeee kardeşim semih sergenin oğlu” diyorlar. O çıtanında üstünde olman gerekiyor. Aynı zamanda abim, babamın şimdiki eşi, halamın oğlu gibi ailede başka başka sanatla özellikle de tiyatroyla ilgilenen insanlar var. Dediğim gibi o çıtanın üstünde hareket etmen gerekiyor.
Sanata yönlenmende ailenin katkıları oldu mu? Yoksa ben tiyatroculuk, oyunculuk, sunuculuk dallarından birinde olmalıyım diye mi düşündün hep?
Ben küçükken evi şöyle zannediyordum. Yatak odası, mutfak, sahne, banyo falan gibi… Dolayısıyla çok hayatımın içindeydi. Tiyatroculuk, oyunculuk, sunuculuk dallarından birinde olmalı mıyım diye düşündüm mü? Eee zaten o kadar hayatımın içindeki, çok doğal olarak sende onu hissederek yaşıyorsun. Onun içinde olarak yaşıyorsun. İnsanların adını soyadını tanıyıp bildiği ünlü oyuncular benim için hep abi ve abla formatında insanlardı. Dolayısıyla içinde yaşadım ama mesela uluslararası ilişkiler kazanmak niyetindeydim. Oyuncu olmasam, ya dünyayı gezen bir tip olurdum ya da futbolcu olurdum.
Çok yönlü bir sanat hayatın var. Birçok projelerde yer aldın. Hepsine nasıl yetişebiliyorsun?
Bilmem. Yaşamın hızı, ritmi, enerjisi, rengiyle birlikte senin hayata nasıl baktığınla da doğru orantılı bir şey. Pek yetişmek gibi görmüyorum aslında… Belki de buna göre yetiştim.:)
Tiyatro ve dizi oyunculuğu arasında bir fark var mı?
Aradaki minimum 150 farkı bulun.:) O ikisi birbirine hani tenis ve masa tenisi ne kadar benziyorsa o kadar benziyor. Her bakımdan çok ciddi anlamda farklar var. Genellikle bu farklılık anlatılırken tiyatro daha ağırlıklı gibi görünür, daha zor gibi görünür, oysa bana göre sahne sanatlarındansa video art denen kısım daha zor. Enerjisi daha yüksek. Çünkü tiyatroda baştan sona prova yapıyorsun ve sonunda bir şekilde ezberlediğin şeyi sahneye çıkarıyorsun. Oysaki dizi diye onu asla adlandırmayalım, video art diye düşünüyorum ben. Sinema, dizi, film falan gibi şeylerde ekiple birlikte o anda pişirip, ondan sonra farklı farklı anları canlandırıp, sonra bir araya geldiğinde ne olduğunu görüyorsun. Dolayısıyla birinde fotoğrafı baştan sona görüyorsun, öbüründe hiç görmeden hareket ediyorsun. Video art bence biraz daha zor bir şey.
Bugüne kadar rol aldığın hangi film en çok seni yansıttı?
Hepsi… Bir şey seçerken bu sadece film için geçerli değil. Diğer her şey için geçerli. Bütün kalbim ve ruhumla onun içinde olmak için çaba sarf ederim. Dolayısıyla bir şekilde beni yansıtır. Ama tabi ki bunların hiçbiri beni yansıtmıyor. Doğal olarak, çünkü onlar benim oynadığım karakterler.
Oyunculukta ne kadar senaryoya uymak gerekirse gereksin senin de kattığın şeyler oluyor mu, yoksa senaryo neyse ona mı uyuyorsun?
Tabi ki. Yoksa senaryo neyse ona uyarım diye bir şey yok. Senaryo futbol takımının oyuncularından sadece bir tanesidir. Gereğinden fazla önemseniyor. Çok fazla üzerinde konuşuluyor. Oysaki senaryo kadar diğer oyuncular, yönetmen, yapımcı, zamanlaması, dağıtımı,ortak enerjiler ve bunun gibi birçok unsur var. Hepsi bir araya geldiğinde ancak bir şey oluşabiliyor. Bu biraz şuna benzer; bir kitabı okursun, kitap aklında kalır. Sonra kitabı senaryolaştırmaya çalışırlar. Ortaya çıkan ürün kitabın dışında bir şeydir hep. Birinde bir hayal gücünde takip edersin. Diğerinde insanlar bir araya gelirler ve onların oluşturduğu şeyi görmüş olurlar. Dolayısıyla bahsedilen şey tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan durumu gibi oluyor.
Bir elinde on marifet derler ya cidden öylesin. Sana soru yöneltmekte cidden zor. Hemen hemen her dalda bilgin ve elin var. Bu aralar en çok ne yapıyorsun?
Teşekkür ederim. Bu aralar aslında çok “herşey.tv.tr” platformu üzerinden hareket ediyorum. Yepyeni bir oluşum.
Bildiğimiz üzere yepyeni bir oluşum içerisindesin. “Herşey.Tv.Tr” bu oluşum nedir. Açıklar mısın bizlere?
www.hersey.tv.tr internetin en çok izlenen yayın platformu.Televizyonların artık miadını doldurduğuna inanıyorum. Eskiden nasıl bizim büyüklerimiz mutfakta radyo dinliyorsa, şimdi de birtakım insanlar evlerinin salonlarında dizi seyretme modundalar.Alışkanlık işte… Ama yeni dönem geliyor ve o yeni dönemin öncüsü olmak gerekiyordu. Bizde bunu yarattığımız için gurur duyuyorum. Facebook’un Türkiye’deki en büyük 2 grubu birden biziz. Ve yaklaşık 2,500.000 kişi ile irtibat halindeyiz. Bu tabi müthiş bir şey ve olması gereken bir şeydi.
Bu projeyi oluşturma fikri nerden geldi aklına?
Dünyada Google, Facebook fenomeni varsa hatta hala Türkiye’de bilmiyorum neden çok ilgileniliyor ama, Twitter varsa cevap ortada demektir. Twitter kullanıcı sayısı 7.200.000’lerde yaklaşık Türkiye’de tabi. Facebook’sa 32.000.000’larda. Yani Facebook büyüktür Twitter’dan. Ama bütün bu platformu bir araya getirip insanlara ulaşmak çok mümkün. Bizler de internette bu oluşumumuzla insanlara güzel sunumlarda bulunmaktan gurur duyuyoruz.
“Herşey.Tv.Tr” ye nasıl ulaşılabilir. Üyelik gerekli mi?
İstediğin yerden, istediğin zaman, istediğin şekilde bizlere ulaşabiliyorsun. Facebook, Twitter, Instagram diye gidiyor biliyorsun. Adımızı Google’a yaz çıkar karşına zaten ”herşey”. Üyelik de gerekmiyor. Kapımız herkese açık. Herkes ”herşey”i izlesin ve özgürce görsün istiyoruz.
Burak Sergen’le aran nasıl? Birlikte bir projede olmayı düşünüyor musunuz ?
Valla düşünmüyorum.:)
Bu kadar bilgi ve beceriyi birleştirip bir sanat filmi yapmayı düşünüyor musun?
Düşünüyorum ama bu sanat filmi mi olur bu bilemiyorum. Bence film filmdir ama bazıları onu sanat filmi olarak, bazıları başka türlü görür. Önemli olan güzel bir şey yapabilmek. Ama film de tıpkı müzik cd’si ve kitap gibi yani müzik gibi miadını doldurdu. İnsanlar ta oralara kadar gidip izlemek okumak takip etmek istemiyor ve haklılar da. Artık her şey internet üzerinde ki zaten de öyle olmalı.Sonuç: Bu bir film olsa bile sinema salonu yerine daha çok internette hareket etmesini tercih ediyor olacağım.
Peki, Toprak Sergen nasıl bir izleyicidir, neleri izler?
Her şeyi, adı üstünde herşey tv tr’yi oluşturan bir beyin olarak her şeyi takip ediyorum. Ama özellikle dans, spor, bilim, kültür ve uzay ciddi anlamda takip ettiğim şeyler. Çok da ”izleyici” bir tip değilim ben. Daha çok aksiyonla ilgili bir insanım. Yani bir şeyi takip etmektense ”yapmak” beni daha çok ilgilendiriyor.
Neden sinema da fazla göremiyoruz bu aralar seni? Proje mi kabul etmiyoruz ?
Geçen yıl Türkiye’de en çok izlenen 3.filmi “sen kimsin”de oynadım. Bu filmden çıkıp ta öbürüne gireyim gibi onlardan değilim. Ben kendimi dekatloncuya benzetiyorum. Sadece tek birtarafa takılıp ya da şöyle diyim; kahvaltı sofrasında sadece beyaz peynir yiyeyim, başka bir şey yemeyeyim diyenlerden değilim.Proje kabul etmiyorum derken; bunlar çok fanfonfin laflar. İnsanlar çok fazla konuşuyorlar ortalıkta ama yapmaya gelince çokta fazla konuşulanın %1’i kadar yapılan olduğunu görüyorum. Biz internet üstünde hersey.tv.tr sistemiyle zaten kendi yapacağımızı yapıyoruz. Sinemada sadece birinin sinemada oynaması bir anlam ifade etmiyor. Çünkü bunun diğer unsurları da bir araya gelecek.Her şey mükemmel olduğunda içinde olma şansına sahip oluyorsun. Öyle bir şey denk geldiğinde tabiki buradayım ve varım. Tabi doğru zamanlama da.
Sosyal sorumluluk projelerinde oldukça yer almaktasın. Bu sıralarda yer aldığın projeler nelerdir?
Valla ”sosyal sorumluluk” lafı da beni rahatsız ediyor açıkçası çok dile pelesenk edilmiş bi sakız gibi görüyorum o iki kelimeyi. Kendi adımaysa mesela Tema’dan, Greenpeace’e, Açev’den, Çevko’ya pek çok grubun ya sesiyim ya yüzüyüm ya içlerindeyim. Kickbox yapıyorum. Her türlü spor branşını çok seviyorum, içinde olmak istiyorum. Bunun için çok çaba sarf ediyorum. Buna futbol, basketbol, voleybol, yüzme her şey dâhil. Dedem 1972 TÜBİTAK ödülü sahibi. Doğayla da ciddi olarak iç içeyim. Sonuç olarak bu tip şeylerde zaten elimden geldiğince bulunuyorum ve hatta yenilerine de seve seve katılıyorum.
Toprak Sergen bu sektörde olmasaydı, şu an ne işle meşgul olurdu?
Muhtemelen futbolcu ya da astronot olurdum. İkisinden biri olurdu.
Gelelim özel hayata… Evliliğe bakış açın nedir? Evlenmeyi düşünüyor musun?
Evlilik bence çok sıkıcı bir şey. Çok da gereksiz. Birine aşık olabilirsin ama abartmaya gerek yok. Dünya üzerinde 7.5 milyar insan var bu insanlardan bir tanesine kapılıp onu dünyanın merkezi gibi görmek ya da kendini dünyanın merkezi gibi karşındakilere gösteriyor olmak bence çok etkileyici bir şey değil. Evliliğin de çok yürüyen bir şey olduğuna inanmıyorum. Sevgi evet ama bir süre sonra “saygıya dönüştü” dediği anda bence o işe “sıkıntıya dönüşmek” demek daha doğru oluyor. Dolayısıyla da evlilikle çok işim olmaz. Tabi şimdilik.:)
Toprak Sergen’i bir kadın nasıl etkiler?
Bir kere güzel olması gerekiyor. Çok fazla haksızlık edildiğini düşünüyorum ‘güzel’kadınlara çünkü her yerde kafası çalışması gerekiyor, yok şöyle böyle yorumları ekleniyor. Güzelse güzeldir bu da başlıbaşına ”güzel” bişey adı üstünde:). Sadece güzellik de yetmiyor aynı zamanda hakkaten kafası da çalışıyor olması gerekiyor tabi. Ama bu kriterler kendini çok fazla dünyanın lideri zannetmekle alakalı; güzel olacak, akıllı olmalı falan. Onun içinde senin de hem yakışıklı, hem akıllı olman gerekli. Dolayısıyla hani bu tip kavramlarda dolaşmaktansa, enerjisi iyiyse beraber güzel zamanlar paylaşıyorsan her şey de iyi gidiyorsa olayı devam kavramında yaşamak daha makul bence.
Modayla aran nasıl? Modayı takip ediyor musun?
Moda kavramını da seviyorum. Herşey.Tv.Tr’nin içindeki kavramlardan bir tanesi de moda. Çok yaratıcı bulduğum insanlar var moda dünyasında. Onlar da benim için önemli ve değerli ama çokta hayatımın merkezi değil açıkçası.
Kullandığın parfüm hangisi ?
Bir değil, birçok parfüm kullanıyorum. Versace Versus son dönem favorim.:)
Hangi mekânları seversin? En çok gittiğin yerler nereleri?
Ben açıkçası öyle mekan sever biri değilim. Yaratan enerjilerin mekanlarda değil çoğunlukla insanlarda olduğunu düşünüyorum. Etrafta görebildiğim kadarıyla hani birileri bir yerlere gidiyorsa sende o mekana gidiyorsun gibi görünüyor. Beni ilgilendiren mekanlar daha çok doğayla ilgili olan şeyler açıkçası. Doğayı çok seviyorum, doğanın içinde durmak beni çok mutlu ediyor ve kimsenin tanımadığı bilmediği dünyanın ya da Türkiye’nin çeşitli köşelerinde farklı yerleri gezip görmek, tek bir yere takılıp kalmaktansa çok daha yaratıcı ve çok daha güzel bir şey bence. İstanbul başlı başına bir mekan. İstanbul’da trafik problemini aşmadığın sürece zaten bir yere gitmene imkan yok. Güzel ve pozitif enerjisi olan her yeri seviyorum.
Melankolik birimisin?
Melankolik falan değilim. Çoğunlukla eğlenceli, farklı, değişik olduğumu düşünürüm. Tek modda takılmıyorum zaten.
Buradan hayranlarına iletmek istediklerin?
Çok teşekkür ederim benimle ilgilenen ve beni merak eden insanların hepsine çok çok teşekkür ediyorum. Gerçekten öyle. Çünkü bir elin nesi var, iki elin sesi var. Tek başına hiçbir anlam ifade etmiyorsun. İnsanlarla birlikte bir güç oluşturuyorsun. Özellikle Türkiye’de şu anda 2.5 milyona yakın insana ulaşıyor olmamız; yaptığımız şeylerin insanlar tarafından beğenildiğini ilgilenildiğini ve insanların hoşuna gittiğini gösteriyor. Bu benim için, bizim ekibimiz için gurur kaynağı. Herşey güzel olsun, herşey harikulade olsun. twitter/topraksergen, facebook/topraksergen
Son olarak dergimiz Evo’s Angels hakkındaki düşüncelerin nelerdir?
Başında söylemiştim zaten sizde internet üstü hareketin içinde yürüyorsunuz. Bu bence çok değerli, çokta önemli bir şey. Yenilikçi, farklı çağdaş ve özel olmayı başarabilmek çok güç bir şey. İnsanlar her seferinde çok ciddi eleştirilerle geliyorlar farklı ve yeni bir şey yapmaya kalktığında. Siz bunu yapıyorsunuz. Aynen devam yola devam. Herşey için teşekkürler.
BÜTÜNÜ SAHİBİNE AİTTİR..İSTEDİĞİ ZAMAN GERİ ÇEKEBİLİR VEYA KALDIRABİLİR