18138 Görüntüleme

KAYNAK: Haber Tempo

Herkesin yıldızının parladığı bir an vardır. O’nun yıldızı gerçekte hangi an parladı bilemiyorum ama onun ışığını gördüğümüz an, bizim için “Kara Melek” anıydı. Bu güne dek birçok sinema filmi, tiyatro oyunu ve dizilerde rol almasına, tv ve radyo programları yapmasına, hatta Albüm adı altında bir de albüm çıkarmasına rağmen biz onu en çok da akıllarımıza Kara Melek dizisindeki “Engin Karakteri” ile kazıdık. Sanırım hala da oradan çıkarabilmiş değiliz.

O, Toprak Sergen! Tek bir sıfata sığdırılamayacak kadar çok yönlü biri. 1968, Ankara doğumlu. Kendisi her ne kadar burçlara inanmasa da merakedenler için ben söyleyeyim, oğlak burcu. Yetenek genetik olsa gerek, değerli sanatçı Semih Sergen’in oğlu. Babasına bak oğlunu al yani! Ankara Üniversitesi, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Tiyatro Yönetmenliği Bölümü Mezunu, okullu bir oyuncu. Üstüne bir de Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden ön lisanslı. Her ne kadar bazılarımız için uzun süredir ortalıkta görünmüyor gibi gelse de aslında “Herşey.Tv.Tr” ile gün ışığı kadar ortada olduğu aşikar.” Diyor ve hemen sorulara geçiyorum:

Merhaba Toprak, uzun zaman oldu seni ekranlarda görmeyeli, inzivaya mı çekildin yoksa ben mi bir şeyler kaçırdım, nerelerdeydin?

Beş yıldır taammüden, yani bilinçli, kendi isteğimle televizyon yapmıyorum çünkü televizyonun miadını doldurduğuna ve misyonunu tamamladığına inanıyorum. Ve televizyon zannedilen şeyin, aslında gerçek anlamda televizyon formatı olmadığını düşünüyorum. Televizyonun düşündüren, eğiten, şaşırtan, eğlendiren özellikleri de var ama şu anda özellikle, son dört beş yıl içinde gelinen noktada, ne yazık ki bu özelliklerin hiçbirini taşımadığını düşünüyorum. O yüzden de hem şoför arkası olsun, hem tekerlek üstü olmasın, hem de bir yandan en iyi yer olsun modunda hareket etmek istemiyorum. Yani tv’da durup, para kazanıp, bir yandan da tv’u eleştiren insanlardan olmak istemiyorum. O yüzden de tv yerine, üstelik de yenidünya düzeninde, yenidünya çatısındaki en önemli unsurun internet olduğuna inanıyorum. Artık, Hz.Google çıktıktan sonra eski derebeyi düzeni bozuldu, her şey çok net bir biçimde ortada. Tv’un artık tamamlandığını, kendini bitirdiğini düşünüyorum ve onun yerine internetin üzerinde hareket etmek gerektiğini düşünüyorum.

Birbirinden güzel birçok film de, dizi de, tiyatro da yer almana rağmen biz seni yine de hafızalarımızda Sanem Çelik ile birlikte oynadığın “Kara Melek”le kazıdık. O diziyle birden bire yıldızın parladı ve milyonların sevgilisi oluverdin! Sence neden?

Evet, Kara Melek güzeldi. Neden? Çünkü Sanem Çelik gerçekten olağanüstü bir oyuncu ki dikkat Sanem de tv yapmıyor! Aramızda çok iyi bir kimya vardı. E, o periyotta diziler yaklaşık olarak bi, en az bir yedi sekiz bölüm sonrasının senaryolarını bilerek çekilir haldeydi. Şu anda bunların hiçbiri yok ve yapılan pazarlıklar ne yazık ki tv’u sadece uzun, upuzun sıkıcı diziler ve anlamsız çok anlamsız gereksiz yarışmaların yayınlandığı bi hale soktu… Kara Melek’se bunun en iyi örneklerinden biriydi… Ters taraftan.

Bugüne dek yer aldığın işler içerisinde sana en keyif veren ve iyi ki yaptım dediğin hangisidir? Yahut keşke şunu da yapsam hayata geçirsem dediğin bir şey var mı?
Hepsi! Şunu da yapsam, hayata geçirsem? I-ıhh… Yani, hayatta hiçbir zaman şunu da yapsaydım! diye bir şey olmadı. Her zamanda yaptığım şeyi severek, inanarak, her türlü ruhumu ve kalbimi vererek yapmaya çalıştım. Dolayısıyla hepsi benim yavrularım, evlatlarım onlar! J

Oyuncu, sunucu, yorumcu, radyo programcısı, moderatör… Bir de yetmedi üstüne HerşeyTv! Hepsi de birbirinden iyi işler, gayet de başarılı projeler. Bir koltukta bu kadar karpuz, sahi hepsi aynı koltuğa nasıl sığıyor? İnsan düşünmeden edemiyor, yahu bu adam maymun iştahlı mı, hırslı mı yahut hiperaktif mi? İşin aslı tutku mu yoksa bunlar senin seçimin değil de şartlar mı böyle gerektirdi?

Aynı zamanda Albüm diye bir albümüm de var J Bir de biliyorsun, Herşey Tv Tr. Evet, hiperaktif olduğumu söylüyorlar. Doğru. İşin aslı tutku mu? Yok, sadece tutkuyla bu işler olacak şeyler değil, çünkü mesela Herşey.Tv.Tr sistemi benim haricimde 13 kişinin daha çalıştığı ve yürüttüğü ve 21 aydır devam eden bir sistem. Her gün sabah 9’dan sabaha karşı 4.30 kadar yayın yapılan ve her gün 5 terabayt’ın üzerinde bilgi verilen ve her gün 70-75 ayrı köşenin ve içeriğin insanlara verildiği bir şey. Bu sadece başlı başına Herşey.Tv.Tr… Diğerleri; yani oyunculuk, sunuculuk, yorumculuk falan hepsi iç içe geçiyor. Evet, biraz dışarıdan bakınca çok fazlaymış gibi görünüyor ama bana öyle çok da fazla gibi gelmiyor.

Ve yine düşünmeden edemiyorum, tüm bunlarla aşk nasıl uyumlu? Yani senin gibi bir adamın hayatında biri gerçekten de var olabilir mi? Nasıl bir kadındır o? Toprağın bunca yoğun temposunda var olabilen ve uyum gösteren? Yahut var olabilecek kadın, kimdir o? Sabır küpü müdür, bir hoşgörü abidesi mi? Yoksa aşktan gözleri kör olmuş ve varlığına razı birimi? Tamam, yakışıklı, başarılı üstüne bir de ünlü bir adamsın kabul ama malum kadınlar daima ilgi bekler!
Valla ilgi bekleyen ne yazık ki beklemeye devam eder! Ya da aşk bir sudur, iç iç kudur J Bekleyen beklediğiyle kalır. Ağlamayana meme yok J… Ben zaten utangaç bir tipim. Başka görünüyor olabilirim ama öyle… E, dolayısıyla uzakta kalan, uzakta kalır. Hangi özellikleri vardır benimle beraber olacak insanın. Yani, herhalde saydıkların hepsinin olması gerekiyor. Çünkü kendi kendime söz verdiğim ve devam ettirdiğim bir sistem özellikle Herşey.Tv.Tr sistemi. Onun çok iyi olup insanlara başka bir şey kanıtlamasını, yani internet büyüktür tv’danı kanıtlamasını bekliyorum. Dolayısıyla da, o enerjide ve o sinerjiyi anlayacak, o zekada, o birikimde, o altyapıda birileri olmalı benimle birlikte zaman geçirmesi için. Şu da çok net, biriyle ben sürekli, hatta sittinsene, zaman geçirmenin sıkıcı olacağını düşünüyorum. Çünkü nihayetinde çok övmüşsün, çok teşekkür ederim ama hani dünyanın en iyi, en karizmatik, en bilmem ne insanı bile ayrılıyor, boşanıyor. Masalı güzel yaşamak gerek.

Bekarlık sultanlık mı gerçekten yoksa bir gün sende pek çok yaşıtın gibi evlenip çoluk çocuğa karışmayı artık düşünüyor musun? Ne dersin sence de artık vakti gelmedi mi? Hanımların merakla beklediği o soruyu onlar adına ben sorayım: Toprak Sergen evliliğe karşı biri mi yoksa o da gün gelir bir gün evlenir mi?

Çok konvansiyonel laflar bunlar, evlenip çoluk çocuğa karışmak falan. Vakti gelmedi mi? Zorlamayın beni J Evliliğe karşı mıyım?.. Ben evlilik sistemine inanmıyorum. Bunu da söylüyorum çok net bir biçimde. Ha, gün gelir bir gün evlenir miyim? E, tabi ki o da mümkün. Yani, bu asla hayır olmayacak diye bir şey değil ama evlilik denilen sistemin, bir süre sonra sıkıcı ve kendini tekrar eden bir moda dönüştüğünü görüyorum. Bunun tersi örnekler yok mu? Tabi ki var ama işte bir elin parmaklarından daha az. Ne yazık ki geleneksel, gelenekçi düşünce: erkeklere okulunu oku, askere git, evlen ki torunumuzu sevelim diyor. İki saat, üç saat seviyorsun, sonra o çocuğun bütün sorumluluğu sende. Çocuk değerli bir şey, çok önemli bir şey. Ben çocuklarla ilgili de çok net şunu düşünüyorum; bu dünyaya bir çocuk getirmektense ya da getirtmektense dünyada var olan bir dolu zavallı çocuk var. O çocukların, ne derler sorumluluğunu üzerine alıp, hani onları hayata karşı gerçek anlamda hazırlayıp yaşatmak bence çok daha doğru bir şey. Çünkü o doğmuş, o zavallı çocukların ne suçu var, afedersin?

Bir de Herşey Tv var tabi. Herkes gibi bende Herşey Tv’yi zevkle izliyorum. Yok yok gibi. Bu proje nasıl oluştu? Nerden aklına geldi? Biraz bahseder misin Herşey Tv nedir, ne değildir?

Hz.Google, Facebook, Twitter gibi inanılmaz fenomenler varken ve herkes artık internetteyken zaten Türkiye’de böyle bir sistem olmalıydı… Ve artık hakkımızı teslim almak periyodundayız. Herşey.Tv.Tr şudur: teleziyonda göremeyeceğin ama sevdiğin, ilgilendiğin her şeyi karşında bulabileceğin bir sistem. Aslında evrende bulabileceğin bir sistem. Anti tv değil çünkü bu. Kendi başına, başlı başına bir sistem.

4 milyonun üzerinde bir izleyici kitlen var, millet bu sayıya ulaşmak için ölüyor! Sen nasıl başardın? Birkaç tiyo verir misin merak edenler için? İnternette bu kadar büyük ve aynı zamanda da böylesine dinamik ve sadık bir kitleye nasıl ulaşılabilir?

Yok, 4 değil 2.5 milyon civarındayız. Ben, değil biz. Biz deli gibi çalıştık. Çalışmaya da devam ediyoruz. Çünkü hiçbir şey yoktan var olmuyor, varken de yok olmuyor. Adım adım tırmanarak zirveye çıkıyorsun. Şu anda pek çok insan bizi takip ediyor. Çok çok teşekkür ederim herkese, bu noktaya hep beraber geldik. İnsanlar izliyor, yorum yapıyor, biz de ona göre bir noktalara doğru ilerliyoruz. Karşılıklı sinerji ile yürüyen bir şey. 21 ay boyunca sabah saat 9’dan sabaha karşı 4:30’a kadar yayın yapan bir sistemiz biz. İçindeki o köşelerin hazırlanması, kurgulanması, içerikler, benim çektiğim bölümler, teknolojik altyapısı, internet üstündeki sistem oluşturma, server’lar falan pek çok şey var. Bunların hepsini bir araya getirip bir de devam da ettirmek gerekiyor. O zaman böyle oluyor işte J

Herşey Tv harika bir proje ve güzel bir ödülü hak ediyor? Herhangi bir ödül aldı mı?

‘’Aferin ya çok güzel yapıyor’’ falan lafları zaman zaman oluyor, bir ödülse eğer bu J. Ama ödül sistemini biraz konuşmak gerekiyor. Geçenlerde bir üniversitenin iletişim fakültesinin ödül kategorilerini gördüm. 22 kategori var. Bunun 20 tanesini tv, 1 tanesi radyo, 1 tanesi de internet üstünde yayın yapan haber portalı. Bir üniversitenin İletişim Fakültesinden bahsediyoruz biz. Olabilecek en üst seviyeden. Oranın eğitmenlerinin çok büyük bir çoğunluğu da ne yazık ki dünyayı sadece tv. diye görüyor. Onların da bakış açılarını değiştirmesi gerekiyor… Tv çok şişiriliyor, milyonlarca insan izliyor lafları dolaşır hep. Nerde izliyor abi? Açıklayın rakamınızı o zaman. Gerçek rakamınızı görelim. Yok, öyle bir şey! Sadece sanal bir takım rakamlardan oluşmuş reyting diye bir sistem var. Ne, neye göre doğru? Ne kadar doğru? Zaten herkes yanlış olduğunu söylüyor sistemin. Sistemin içinde sadece bazı abiler ‘’aldım verdim, ben seni yendim‘’ yapıyorlar artık… İnternet icat oldu artık, daha doğrusu mertlik bozuldu der ya eskiler, belki de artık namertlik bozuldu!

Devir değişti, iletişim ödülleri verilirken artık sadece yazılı ve görsel medya yani; tv ve basın üzerinden değil, tek tük de olsa internet dalında da ödüller verilir oldu. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Şu ödül törenleri hangi dallarda, hangi kriterlere göre verilmeli?

Yani hiç olmazsa tv’da bu kadar kategori varsa internette de en az tv kategorisi kadar kategori olmalı. İnternet inanılmaz derecede izleniyor. Yaratıcı proje diye bir şey olabilir, işte gençlikle ilgili olabilir, en çok izlenen olabilir, olur da olur yani J Kategori açmaya kalktıktan sonra bir dolu kategori açabilirsin. Bunlarında hepsine adayız bir yandan da ayıptır söylemesi J Bizim izleyicimiz sadece Türk de değil bu arada işin ilginç tarafı bir dolu yabancı izleyicimiz de var. Demek ki uluslararası olmak da mümkünJ Zaten amacımız da o. Dünyadaki en iyi ilk on internet üstü platformundan biri olmak. Onun için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Sanırım bi, buçuk yıl sonra bu rakamlarla o da gerçekleşmiş olacak.

Doğayla ve hayvanlarla, özetle çevre ve yaşamla çok ilgilisin. Hayvanlara ölüm yasası ile ilgili birde imza kampanyan vardı? Bu yasa nedir? Ne getirir ne götürür? Neden karşısın? Şu işin aslı astarı nedir, bir de senden dinleyelim.
Yasanın ne getirdiği ne götürdüğü çok uzun boylu önemli değil. Çünkü hiçbir yasa çok da istediğimiz gibi çıkmayacaktır. Bence bizim hayvanlara ve tabi ki doğaya ve tabi ki çevreye karşı biraz daha bilinç geliştirmemiz gerekiyor. Gerçekten bilmiyoruz. En hayvan sever modundakiler bile hayvan severliği ‘’kedi ya da köpek severlik’’ olarak yaşıyorlar. Bütünsel olarak dünyadaki hayvanlara karşı insanların yaptığı çok ciddi bir zulüm var. Steve Hobbs, İngiliz bir düşünür, bence doğru söylüyor, diyor ki; insanoğlu dünya üzerindeki en büyük kanserli hücredir! Hayvanlara da, bitkilere de, doğanın kendisine de korkunç derecede zarar veriyor. Poşetleri oraya buraya atıyoruz, denizin üstünü altını kirletiyoruz, tükürüyoruz, mangal yakıyoruz ateşiyle ormanı yakıyoruz. Kendini gerçekten bir halt zannetmenin zirvesi bu ‘’insanoğlu’’… Ne yazık ki bundan da zavallı hayvanlar ve doğa çok kötü etkileniyor. Artık daha başka türlü nasıl anlatılır bilmiyorum. İnsanlar bangır bangır bağırıyor 2045, 2050’de dünyanın sonu gelecek diye, hala ağzı açık ayran budalası gibi millet bakınıp duruyor? Ya, bilimsel haberlere bile bakmıyorlar. Ha, ama kim kimi bıçaklamış, kim kime tecavüz etmiş, işte dizide ne olmuş onlara gözleri fal taşı gibi açılıyor… Bu seviyeye getiriliyor insanların beyni. Yoksa insanlar bu noktada değil. Ama bunun haricinde doğal hayatla iç içe olan pek çok sayıda insan var. Onların sesi olabilirsek ne mutlu bize!

Tüm bunlardan kalan zamanlarında – kalıyorsa tabi – kendin için neler yapıyorsun? Bizler günlük hayatın içinde sapır sapır dökülürken sen tüm bunlara ayıracak enerjiyi, gücü nereden buluyorsun? Bu işin sırrı nedir? Bu enerji nereden, nasıl gelir?

En az haftada beş antrenman yapıyorum. Enerjiyi çok nettir oradan buluyorum. Sağlıklı besleniyorum, ama rakı da içiyorum mesela bir yandan J Yani, inzivaya çekildim, hayatın her şeyini bıraktım o da yok. Çok sert ve sıkı ve düzenli antrenmanlar yapıyorum. Vücuda seratonin basıyorsun çok doğal olarak. İnsanlar spor da yapmıyor. Çok net gerçekler bunlar. Yapıyor-muş gibi görünüyorlar. İnsanlar için Pazar günü brunch günü! Pazar günü yayılma günü. E, bir tatil günümüz var diyorlar ya. Tamam, işte orada da spor yapabilirsin. Bak o zaman enerji nerelere fırlıyor. Sadece tatil günü değil geri kalan günlerde de. Önemli olan niyet. Hani zamanım yok, çok yoğunum, yoğun(!), proje falan. Balon sözcükler bunlar J

Sen nasılsan öyle bir adamsın. Gördüğümüz gibisin. Yaşamın içinde insanlara karşı oynamıyorsun, olduğun gibisin. Bu çok az ünlüde gördüğümüz, son derece sıra dışı ve bir o kadar da kişileri kendine çeken, içten, samimi bir özellik. Toprak Sergen bunca ün şan şöhret içerisinde nasıl bu kadar mütevazı ve kendi olarak kalmayı başardı?

Evet, doğru, aynen. Terzi kendi söküğünü dikemez derler ya… Bir gün harika bir kız bana ne malum senin oynamadığın? dedi. Ben de eve iş getirmiyorum demiştim J Hakikaten öyle. Oyunculuk ilginç bir şey. Hiçbir zaman kendin olmayabilirsin. Ben kendim olmaya çalışıyorum. Çünkü ne kadar çok Toprak Sergen olursam, o kadar Toprak erozyona uğrar…

Ufukta yeni projeler, işler var mı? Yoksa elindekiler yetti de arttı mı?

Gelecekle ilgili hiçbir zaman konuşmayı sevmiyorum. Hele bu ülkede, dünyanın şu andaki yaşadığı periyotta gelecek denilen şey olağanüstü belirsiz. Ama şunu çok net biliyorum Herşey.Tv.Tr sistemi devam eder.

Son olarak söylemek ya da eklemek istediğin bir şey var mı?

Herkese çok teşekkür ederim. Türkiye’nin facebook’taki en büyük iki grubu olmak… Doğuşlar, Doğanlar, Sabancılar, Koçların koca koca tv.ları varken insanların bizi izlemesi bizim için çok büyük gurur. Twitter’da 500 bin civarı takipçimiz olması harikulade bir şey… Sonuç, benim gibi düşünen çok fazla sayıda insan var. Elimizi taşın altına sokup, güzel şeyler yapma niyetindeyiz. Aynen de devam ettireceğiz. Harikulade sorulardı. Seni ve herkesi sevgiyle selamlarım.

Teşekkür ederim.

Güzel, keyifli bir röportajdı Toprak Sergen. Ben teşekkür ederim.

Nesrin Demirci / Haber Tempo – 02 Mayıs 2013

BÜTÜNÜ SAHİBİNE AİTTİR..İSTEDİĞİ ZAMAN GERİ ÇEKEBİLİR VEYA KALDIRABİLİR

Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa
Comments

Comments are closed.