775 Görüntüleme

KAYNAK: Heaven on Earth 2014- Turkey

Jean Genet’in tasvirinden yola çıkan gemimiz büyük bir arzuyla maceraya atılıyor ve yolcular ‘‘zihinsiz’’ sanatçılardan oluşuyor. Hedef; bilinmeyen – tıpkı olması gerektiği gibi…
Güzelim limanlarda soluklanın ve ruhlarınızı ateşleyin.

21-22-23 Haziran 2014
İstanbul Turnesi
Üsküdar Tekel Sahnesi

Yunanistan, Türkiye, İspanya ve İngiltere ortak yapımı “HEAVEN ON EARTH – YERYÜZÜNDE CENNET” isimli sahne gösterisi, Avrupa turnesi kapsamında 21-22-23 Haziran 2014 tarihlerinde İstanbul, Üsküdar Tekel Sahnesinde izleyicilerle buluşacak.

Hazırlık ve prodüksiyon çalışmaları Avrupa Birliği Kültür Programı çerçevesinde yürütülen 2 yıllık bir ortak çalışmanın ürünü olan proje, ortak kültürel mirası yepyeni yorumlara, yeni sanatsal yaratımlara ve uluslararası üretime açıyor.

Bu dünyada adalet var mı? Bireyler ya da toplumlar olarak eylemlerimize uygun ödüller ya da cezalar alıyor muyuz? İnsan hakettiği cennete neden ulaşamıyor? Ünlü yazar ve aktivist Jean Genet’in çalışmaları ve felsefesinden esinlenen proje iyilik, sevgi, adalet, şefkat, eşitlik ve saygı gibi insani değerleri önyargılarla ve anlaşmazlıklarla mücadele yolculuğunun pusulası olarak kullanacak: dünyayı yeryüzünde bir cennete dönüştürmek için…

Dimitris Komninos’un kurucusu olduğu ODYSSEIA tiyatrosu tarafından koordine edilen, İspanya’dan La Mov, Türkiye’den Simya Sanat ve Birleşik Krallık’tan Plymouth Üniversitesi ortak yapımı projeye konuk sanatçılar olarak Fransa’dan Ilustrations Confuses ve İtalya’dan Cuncheon atölyesi katılıyor. Eserin dans içeriği ve turnenin İstanbul organizasyonu, AB Kültür Programı Türkiye partneri Simya Sanat tarafından gerçekleştiriliyor. Gösterinin danslarını benzersiz tekniği Meditatif Dans ile Simya Sanat kurucusu Sinan Temizalp üstleniyor.

Biletler Mybilet’te:
http://www.mybilet.com/event/16525/yeryuzunde-cennet-uluslararasi-sahne-projesi/

0(850) 303 00 50
Detaylı bilgi için:
www.heavenonearth2014.eu
www.artofglobe.com
http://www.tiyatrodunyasi.com/index.asp

Facebook: https://www.facebook.com/groups/1403576843216796/?ref=br_tf
Twitter: https://twitter.com/heavenonart
535 9864813

YERYÜZÜNDE CENNET?
Yazan ve Yöneten: Vana Pefani
Oyuncular ve Dansçılar
Ieronymos Kaletsanos – Kyriakos Kosmidis – Yorghos Striftaris-Vassilis Afentoulis-
Nickos Ioannidis-Nickolina Mouaimi – Vana Pefani – Margarita Papantoni- Dimitris
Katsis-Stavroula Economou (Yunanistan)
Mattia Furlan-Elena Gil Mas (İspanya)
ve Sinan Temizalp (Türkiye)
Yardımcı Yönetmenler: Alexandros Mitropoulos – Lia Evangelatou – Simoni Yannatou
Set tasarımı: Yorghos Lyntzeris
Kostüm: Ioanna Zafeiropoulou
Hareket: Yorghos Matskaris
Koreografi: Yorghos Matskaris (Yunanistan) – Victor Jimenez (İspanya)
Video: Nickos Giavropoulos
Müzik: DNA LAB Christaras Alexandros – Michalis Nivolianitis
Masklar: Tonia Vasilakou Illustrations Confuses
Fotoğraflar: Yorghos Striftaris – Yannis Karkanevatos
Afiş tasarım: Yiannis Kardasis

Proje Hakkında
“Yeryüzünde Cennet”, Avrupa Kültür Programı “Culture 2007-2013” kapsamında bu sene Yunanistan koordinatörlüğünde gerçekleştirilen tek sanat projesidir. Proje, Eylül 2013’te atölyeler ile başladı. 2014 Mart ayında Victoria Tiyatrosu’nda provalar başladı. Atina, Zaragoza, Plymouth ve İstanbul’da düzenlenen seminerlerin ardından performans geliştirilmeye başladı. Premiere 7 Haziran’da Atina’da gerçekleştirilirken, turne kapsamında İspanya, Türkiye ve Birleşik Krallık yer alıyor. İstanbul’daki gösteriler 21-22-23 Haziran tarihlerinde Üsküdar Tekel Sahnesinde gerçekleştirilecek.

Hikaye Hakkında
Okyanusta dolaşan, içinde mesajlar taşıyan binlerce şişe vardır. Fakat limana vuran bu şişe diğerlerinden farklıydı. İçinde edebi bir metin taşıyordu. Ve onu bulan, limanda yaşayan genç bir adam oldu; o kişi bu projenin de kahramanı olabilir. Ve.. yine rastgele… deniz kenarından bize doğru denizde mahsur kalmış bu insanın hikayesi sürüklendi. O, ruhunu kazanmak için yazmaya başladı… Ve yine.. tesadüfen hikaye karşılığını doğurdu, bu sefer tesadüfi olmayan bir şekilde kayıp zamanı geri kazandı. Tıpkı hapishanede Proust’u keşfeden ve yazmaya başlayan Genet gibi ve tıpkı O’nu tesadüfen günümüzde okuyarak tekrar yeryüzüne çıkmasını sağlayan kişi gibi. Aslında şişelerdeki mesajlar kaotik bir yol izlemezler. Her nasılsa amaçlarına ulaşmaya doğru hareketlenirler ve doğru kişiye ulaşırlar – tam da gönderildikleri kişiye.

Jean Genet Hakkında
Peki kimdir Jean Genet?
Sıfırdan tüm dünyaya açılma konusunda şüphesiz en uç örnek olabilecek bir yazar ve aktivist..
Fransa’nın yazar ve aktivistleri Fransa’yı ve Avrupa’yı değiştirmeyi başardı. Biz de O’na yakından bakalım:
1910 yılında kimsesizler yurduna bırakılan yeni doğmuş bebeğe Jean adı verilmişti. Jean, yedi yaşına geldiğinde zanaatçı bir ailenin yanına yerleştirildi. Ailesi sevgi doluydu yine de Jean evden sık sık kaçmaya başladı. 10 yaşında hırsızlığa başladı, on üç yaşında bir zanaat okuluna kaydoldu. Ancak orada da çok kalmayacaktı; 1926’da, 3 ay süren ilk hapishane deneyimini yaşadığında 15 yaşındaydı. Serbest kaldığında uslanmamıştı; bu kez reşit olana kadar kalacağı hapishaneye tekrar girdi. 1930’ların sertliği ile ünlü bu ıslahevi Genet’yi gerçek bir suçlu haline getirdi.
Islahevinden kurtulabilmek için yazıldığı askerlikten ve ardından Fransa’dan firar eden Genet, pek çok ülkeyi ve hapishaneyi ziyaret edeceği bir yıllık seyahatinin sonucunda 1937’de Fransa’ya geri döndü ve yeniden suç dünyasına daldı 1942’de bir kez daha cezaevine düştüğünde olgunlaşmıştı artık. İlk şiirini yazdı, ilk kitabı Notre-Dame des Fleurs (Çiçeklerin Meryem Anası) yayımlandı. Ardından Miracle de la rose (Gülün Mucizesi) geldi. 1948 yılında yayımlanan Journal du voleur (Hırsızın Günlüğü) bir anlamda Genet’nin otobiyografisi niteliğindedir. Le balcon (Balkon), oyunları ve hatta tüm eserleri içinde en çarpıcı olanı kabul edilir. Balkon adlı oyununda yeryüzü egemenlerini alaycı bir dille eleştirir. Jean Genet’in kitaplarının pek çoğu içerdiği yoğun erotizm nedeniyle yasaklanmıştır. Baskıcı ve ikiyüzlü bir toplumda ahlaki değerlerin belirsizliğine dikkat çeker.

Kitapları sayesinde tanıştığı André Gide, Jean Cocteau ve Jean-Paul Sartre’ın cumhurbaşkanına verdikleri dilekçe sonucu özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu af sonrası, tekrar yeraltı dünyasına dönmemiş, kendisini tamamıyla edebiyata vermiştir. Ancak toplumsal olaylara, ezilen insanlara karşı hiç duyarsız kalmamıştı; Mayıs 1968’de öğrencilerin, Vietnam Savaşı sırasında Amerikan solunun, ırkçılığa karşı Kara Panterler’in ve İsrail’e karşı da Filistinliler’in yanındaydı.

Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa
Comments

Comments are closed.