17816 Görüntüleme

KAYNAK: Reyhan Gül

Dizilerde oynamadığım için pişman değilim

Oyuncu ve seslendirme sanatçısı Toprak Sergen, uzun zamandır ortalıkta görünmüyordu. En son bir reklam filminde oynayan sanatçı, şu sıralar internet üzerinden yayın yapan ve televizyonlara rakip olan hersey.tv.tr ile meşgul. 5 yıldır hiçbir dizide oynamayan Sergen, “Televizyon, dizilerden ya da yarışmalardan ibaret değil, son derece doğru bir karar vermişim.” diyor.”Artık dizilerde rol almayacağım” şeklinde bir söyleminiz olmuştu. 5 yıl geçti. Hâlâ aynı fikirde misiniz?Evet. İyi ki bu kararı almışım. Son derece doğru olduğunu görüyorum. Ama tabii bu, bir daha dizi yapmayacağım anlamına gelmiyor.Neden böyle bir karar vermiştiniz?Televizyon sadece dizi ya da yarışma programlarından ibaret değil. Birilerinin bunun böyle olmadığını anlatması gerekiyordu. Mesela Şevket Altuğ neden dizi yapmıyor ya da Şener Şen neden ara ara yapıyor? Bir sahne çekiliyor, 10 defa tekrarlanıyor. Tek seferde bitirebilirsin. Kimisi çıkıp ezberleyemiyorum diyor. Oyuncuysan bir zahmet ezberleyeceksin.Biraz da bu tarz durumlara katlanamadınız anlaşılan…Ne katlanacağım, tohumuna para mı verdim? Yönetmen dediğin tip geliyor 10 ayrı açıdan çekiyor. Bunlar dolap beygiri gibi oradan da çekelim buradan da, kapının arkasından da çekelim modundalar. Başrol oyuncusunun arkasına sandalye oturtturuyorlar. Setteki insanlara para ödemiyorlar. Yok öyle bir şey… Setlerin hali içler acısı. Senaryolar çok uzun. Zaten izlenmiyor. Biz şu anda internet üzerinden yayın yapıyoruz ve izlenme rakamlarımız net bir şekilde tespit ediliyor. Çok mu izleniyorsunuz, kaç kişi izliyor? Net rakamı versenize? Veremezler. 15 bin kişiyle 75 milyon mu ölçülür?İnternet üzerinden yayın yapmanızda bu faktörler mi etkili oldu?Evet. Hersey.tv.tr, internet üzerindeki en çok izlenen yayın. Türkiye’de şimdiye kadar internet üzerinden böyle bir yayın yapılmıyordu. Oysa dünyada oldukça yaygın. Bu alan bomboş. 16 ayda birkaç izleyiciden 1 milyonu aşkın insanın bizi izlediği bir noktaya geldik. Bunların içinde bireysel izleyici olarak günlük 100 bin kişi bizi seyrediyor.Yayınlarınızın televizyondakilerden farkı ne?Alternatif öykü anlatma şansına sahibiz. Televizyon kafası olmayan her şeyi anlatıyoruz. Televizyonda yapılmayanı yapıyoruz. Her gün 50 farklı video paylaşıyoruz. Yemek, Kur’an-ı Kerim, spor, müzik gibi toplam 37 kategoride yayın yapıyoruz. Uygulamadığınız ya da doğruluğuna inanmadığınız şeyi yapmamalısınız. Bunun için Türkiye’nin farklı şehirlerinde 14 kişilik bir ekip çalışıyor. Biz, alanında en iyi isimlere yer veriyoruz.Seslendirme, program sunuculuğu, oyunculuk… Yaptığınız işler içerisinde seslendirme, en kalıcı olanı sanki…Aslında o da zaman zaman değişti. 11 yaşında başladım seslendirme yapmaya. O dönem radyodaydım. Sonra bir dönem sadece televizyon dizi ve çizgi filmlerini seslendirdim. İstanbul’a geldikten sonra hiç yapmadım, sadece reklama döndüm. Çünkü reklam seslendirmesi dışındaki bütün seslendirmeler felaketti. İnsanlar izbe yerlerde, üç kuruşa dandik yerlerde dandik şartlar altında kötü işler çıkarıyorlardı.Yerli seslendirme konusunda ‘Herkesin elindeki kendine’ diye bir kuralınız var.Evet. Yerli seslendirme yapmıyorum. Herkes kendini konuşsun görelim, konuşabiliyor mu? Yabancı seslendirmelerde bile seçiciyim. Kötü çevirileri seslendirmiyorum. İnsanların, yaptığı işe saygı duyması gerekiyor. Kötü çeviriyi seslendirdiğinde insanlar beğenmiyor. Daha da kötüsü, o seslendirmenin sana ait olduğunu biliyor. Oyuncuysan bir zahmet kendini konuşacaksın. Başkası senin sesindeki nüansları ya yakalayamazsa ne olacak?Bir dönem büyük tartışmaların ve kavgaların yaşandığı Ünlüler Çiftliği’ne katılmıştınız. ‘Keşke katılmasaydım’ diyor musunuz?Hayır. Yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadım. Ayrıca yarışmaya birinci olayım falan diye değil, doğa için katılmıştım. Sonra baktım, herkes birinciliğe oynuyor. Dördüncü gününde oyunu kuralına göre oynayacağım’ dedim ve birinci oldum.Evinizin dış kapısında Fenerbahçe bayrağı, ayağınızda Fenerbahçe terlikleri… Fanatik misiniz?Hayır. Futbolu seviyorum, Fenerliyim ama Fenerbahçe’yi çeşitli dönemlerde bırakırım. Son üç haftadır Anzhi’yi tutuyorum.Anzhi?..Evet (gülüyor). Televizyonda bir Rus kanalında keşfettim. Eto’o orada oynuyormuş. Adı da hoşuma gitti. Bu yüzden artık Anzhi’yi destekliyorum.Fener’i bıraktınız yani…Aslında ben bırakmıyorum. Fenerbahçe kendini bıraktı. Kötü oynuyor. Güzel oynasın, tutayım. Bir mecburiyetim yok ki. İyi günde kötü günde… Yok ya?!.RÖPORTAJ – REYHAN GÜL – 14 Ekim 2012

BÜTÜNÜ SAHİBİNE AİTTİR..İSTEDİĞİ ZAMAN GERİ ÇEKEBİLİR VEYA KALDIRABİLİR

Önceki Sayfa
Sonraki Sayfa
Comments

Comments are closed.